2019 YTONG MİMARİ FİKİR YARIŞMASI

Şubat 22, 2020

Katılım_mimarlikokulu.blog

Yarışma konusunu gördüğümde bu blog ile yarışmaya katılmalıyım diye düşündüm ve ben senelerdir ne yapıyorum diye sordum. Toparladığım cevap ile katıldığım 211 katılımcılı yarışmada önerim,189 projeyi geride bırakarak 2. turda "oy çokluğu" ile elendi.


2019 YTONG Mimari Fikir Yarışması

Konu: Plan B: Akıntıya Karşı Bir Mimarlık Okulu

Ytong Mimari Fikir Yarışması bu sene mimarlık eğitimine odaklanmayı, olan bitene eleştirel bir mesafe ile yeniden bakmayı ve bu yaklaşımı sürekli kılabilecek alternatif bir eğitim ortamının sınırlarını tartışmayı öneriyor. Akıntının gücüne kapılmak kadar ona karşı durmanın da değer olarak algılandığı; mit üretimi kadar kadar mit çözücülüğünün de önemsendiği; yapmak kadar yıkmayı, dönüştürmeyi ya da hiç yapmamayı, çoğaltmak kadar azaltmayı da önemseyen mimarların eğitimi üzerine düşünmeyi öneren bu yarışmada katılımcıların böyle bir okulun sadece nasıl olması gerektiğini değil; ne olduğunu, niye olduğunu ve nerede yapılıyor olduğunu unutmadan, bulunduğu coğrafyanın niteliklerine göre düşünmeleri de teşvik ediliyor. Süreç, yöntem ya da program önerilerinin mekân önerileri kadar değerli olduğu bu yaklaşım içinde katılımcılardan alternatif bir mimarlık eğitimi ve onun mekânsal altyapısını önermeleri bekleniyor.

Öneri: mimarlikokulu.blog yani bir mimarlık öğrencisinin kendine öğretmenlik denemesi


Jüri raporuna göre 211 başvurudan 2 tanesi diskalifiye olarak 209 proje değerlendirildi. Projelere bakıldığında 3 grup görülmekteydi. Gezerek öğrenenler (öğrencinin veya okulun gezmesi), yaparak öğrenenler ve alternatif mekan arayışları (dijital mekanlar vb.) Şahsen 3 eşdeğer ödülün bu 3 gruba dağılacağı düşüncesindeydim fakat alternatif mekanlar içinden bir ödül çıkmayarak gezerlere 2 ödül gitmiş oldu. Bir site üzerinden yürütülen ve dijital kolokyumu olan bir yarışmadan alternatif dijital mekanlara ödül çıkmaması düşündürücü oldu.

Proje Özeti

Mimarinin üretiminden daha fazla kafa yorulması gereken bir mesele varsa o da mimari bilginin üretimi, bu bilginin kaydedilmesidir. Gün gelir tüketim üretimi yer bitirir, fakat salt bilgiye erişemez. Çünkü bilgi üretimden arındıkça para etmez. Ortada kalmış özün hakkı bilgiye dönüşmek ve kaydedilmektir. Elbette tüketim bu bilgiyi yeniden göklere çıkaracaktır ancak düştüğünde özüne düşer, kara bir deliğe değil...

Bilgi ile olan ilişkimizi kurduğumuz başlıca yer ise okuldur. Bu yerde eğitimi tamamen almamız gerekmez. Nasıl düşüneceğimizi, nasıl yazacağımızı, nasıl tasarlayacağımızı ya da bir durumu nasıl ifade edeceğimizi öğreniriz. Bu " nasıl..." sorularını özümsediysek artık hayatın kendisi bir okuldur. Mimarlık okulu da bu soruların kompleks durumudur. 

Çünkü mimarlık pratiği günümüzde inşa etmenin dışında karmaşık hale gelmiştir. Sanat, uygulamalı bilimler, felsefe, toplum bilimleri, politika gibi birçok disiplin mimarlığı bir iletişim aracı olarak görmeye başladı ve öyle görenlerin sayısı her geçen  gün artıyor. Bu popülerlik içinde mimarlık veriyor, alıyor, dönüşüyor, üretiyor ve sonunda tüketiyor... 

Gittikçe şişen mimarlık alanında sınırlandırılmış bir mimardan söz etmek mümkün değildir. Sınırlandırılmış bir mimar nasıl mümkün değilse sonlanabilecek bir eğitim  de o kadar mümkün değildir.  " nasıl..." soru labirentlerinden geçirerek elde ettiği bilgiyi mimar, her an yeniden gözden geçirerek bir disiplin kurar. Kurduğu bu disiplin kendi okuludur. Arşivler. Değerlendirir. Eklenen yeni bilgi farklı ise ayırdına varır, benzer ise tadını çıkarır.

Bir mimar olarak ben de kendi okulumu kurdum. Arşivliyorum. Elimdeki bilgiyi tedavülde tutuyorum, bu tutuş içeri değil dışarı doğru.. Korumak ya da saklamak için değil tersine yaratıma yönelik bir paylaşım mekanı kurarak tutuyorum.  Asıl kopyayı verip henüz "gerçekleşmemiş" olanla ilgileniyorum. Ne yaptığımla değil, bununla ne yapacağımla ilgiliyim. Konu geçmiş ya da bellek değil; bir devamlılık duygusu yaratmak ve motor görevi görmek. Aynı zamanda nereye doğru gittiğimin kaydı. 

Bu kaydı kamusal bir alanda tutuyorum çünkü biz öğrencilerin birbirimizden çok şey öğrenmemizi sağlayan bir iletişim biçimimiz var. Bu iletişimi mekan ve zaman kısıtlamasından kurtarıp tüm paydaşlar için açık hale getirdim. Bunun yolunu da dijital bir mekan tasarlamakta buldum. Bu mekanın olanakları üretimime katkı sağladı: yazı, çizim, fotoğraf, video, link eklentileri ve en önemlisi tekrar tekrar düzenlenebilmesi kayıtları sürdürülebilir hale getirdi. Bu sürdürülebilir ve erişilebilir ortam kaybolur mu onu da bilmiyorum.

Kayıtlardan birkaçına aşağıdaki linklerden göz atabilirsiniz.

LİNKLER

-Deneme

-İzlence

-Mimari Tasarım

-Restorasyon

-Staj/Workshop

-Tarih

-Temel Tasarım

-Yapım

BENZER İÇERİKLER

0 yorumlar