Bugünlerde insanlarımızı ve kentlerimizi kaybettik. Kaybettiğimiz o insanlar ve ataları bu kentleri taş taş üstüne koyarak uzun bir süreçte meydana getirdiler. Tüm emekleri ile kentsel belleklerini somutlaştırdılar. Bu bellek, yayılmış geniş bir zaman diliminde ortaya çıktı. Politikadan finansa, sosyolojiden mimarlığa, yönetmelikten geleneğe bir çok bilgi oluşturdu o hafıza alanlarını. Hafıza alanı diyoruz çünkü yıkıldıklarında hangi sokakta olduklarını bile bulamadılar. Belleklerini, hafızalarını kaybettiler; sanki...