Mesele bir nevi "Kütahya'nın Pınarları" meselesidir. Ve nacizane tavsiye: bu bölümü okurken fon olarak "Kütahya'nın Pınarları" türküsüne kulak verilmesidir :)
Kütahya her köşesinden bir su sesi gelen, geleneksel çeşme geleneğinin devam ettiği mevsim olarak soğuk ama manevi olarak son derece sıcak bir ilimizdir. Bu geleneğin izini sürme işi, soğuk Kütahya günlerinin idrakini kolaylaştırmıştır. Hatta bir rivayete göre, bu çeşmelerin birinden İncik su içen şehrin öğrencileri 7 sene bu ilde kalırmış. İçtik ama 2 sene kaldık; lakin hala mezun olamadık. Rivayetin aslı "en az 7 sene öğrenci olarak kalma"ymış sanırım.
Sayın Bahadır Dikmen hocamız çeşme rölövesi isteyerek mesleki hayata çıkan kapıyı aralamış oldu. Rölöve denilen uğraşın en az 3 kişi ucundan tutmalı. Metrenin bir ucundan biri, diğer ucundan biri ve okunan rakamı çizim üzerine yazacak bir diğer muhterem. (Duyar olduk, bazı Rölöve hocaları tek kişiye bir rölöve veriyormuş. Etmeyin yazıktır!) Velhasılı 3 kişilik grubumuzu kurduk: Ziya ARSLAN, Tuğba DUYKU ve bu fakir...
Seçiğimiz çeşme, Salihler Çeşmesi. Kültür Sarayı'nın bahçesinde, Abdurrahman Karaa Bulvarı'ndadır. Köklü bir aile tarafından yaptırılmıştır. Bu ilk yapım yeri değildir, daha sonra buraya taşınmıştır. Çeşme; betonarme gövde, ahşap çatı, mermer ve çini kaplamadır. Kare plana sahip ve dört cephelidir.