Ticaret yollarında kervanların konaklaması için belli aralıklarla inşa edilen önemli konaklama yapılarıdır. Sultanlar tarafından yaptırılan kervansaraylar genelde "Sultan Hanı" olarak anılır. Selçuklu kervansarayları genelde muntazam ve simetrik yapılardır. Genellikle ortada bir avlu ve kenarlarda revaklı odalarının bulunduğu bir bölüm ile tamamen kapalı bir mekanda oluşurlar. Avluda genelde bir de mescit bulunur. Bu mescit yükseltilerek altında şadırvan olabilir. " Köşk Mescit " denir.

Kare planlı, kubbeli tipten ziyade çokgen kenarlı kümbetler tercih edilmiştir. Nadiren daire planlı kümbetlere de rastlanır. Bir cami veya medrese ile inşa edildikleri gibi bağımsız olarak da inşa edilebilirler. 3d bezemeli cepheleri vardır.

Anadolu Selçuklu medreseleri, ortadaki mekanın özelliğine göre kubbeli (kapalı avlulu) ve (açık) avlulu olmak üzere ikiye ayrılır. Büyük Selçuklu medreselerine göre daha mütevazi boyuttadırlar. Medreselere dışarıdan özenle işlenmiş, üstün taş işleme özellikleri taşıyan portal veya taç kapılardan girilir. Genel olarak kapının tam karşısında eyvan veya büyükçe bir hacim olarak ana mekan bulunur. Avlunun çevresinde bir veya iki katlı olarak eğitim mekanları (hücreler) dizilir. Medreseye bitişik veya avluya açılan mekanlardan birinde kurucunun türbesinin bulunduğu örneklere de sıklıkla rastlanır.

Konya Sırçalı Medrese

Sivas Gök Medrese

Sivas Buruciye Medresesi

Erzurum Çifte Minareli Medrese

Konya Karatay Medresesi

Konya İnce Minareli Medrese

1242. Adını sırçalı çinilerle bezeli olmasından alır. Girişin sağındaki odada yapıyı inşa ettiren kişinin türbesi vardır. Ana mekanı genişçe bir eyvandır. Eyvanın iki yanında büyükçe derslikler bulunur. Avlunun iki yanında öğrenci odaları yer alır. 2 katlıdır.

1220. Bir çok dönem ekinden oluşmuş, muntazam olmayan asimetrik planlı. Mihrap önü kubbesi vardır. Yan bölümler sonradan eklenmiştir. Avlulu gibi görünmekle birlikte ilk halinde avlulu olmayabileceği düşünülür. Caminin hemen önünde iki tane (dıştan çokgen, içten çember planlı, dıştan çokgen külahlı, içten kubbeli) kümbet yer alır.

12.yy sonu-13.yy başı. Yaklaşık 30x50 metre boyutlarındadır. Muntazam olmayan 5 sahınlı bir iç mekana sahiptir. Mihrap önü kubbesi ve orta sahının ortasında küçük bir kubbesi vardır. Mevcut minarenin ilk yapıldığında olmadığı, sonradan eklendiği bilmiyor. Açıklık geçmek için çok ayaklı bir camidir.

1128-1129. Cami kısmı mihraba dikey, ortadaki bir yerlerinden geniş 5 sahından oluşur. Caminin ve şifahanenin ayrı ayrı çok görkemli ve üst düzey bezeme niteliği taşıyan taç kapıları (portalları) vardır. Örtü sisteminde birçok farklı tonoz ve kubbe biçimleri bir arada kullanılmıştır. Mihrap önünde diğerlerine göre daha gösterişli, yüksek ve dışarıdan çok yüzeyli piramit biçimli bir kubbe yer alır.

1077-1308. Konya - Karaman çevresinde yayılmıştır. Malzeme bağlamında önemli bir yenilik söz konusu olmuş, İran ve civarında büyük oranda kerpiç - tuğla ile yapılan yapılar taş malzeme ile yapılmaya başlanmıştır. 

Selçukluların İran ve civarındaki birikimi Anadolu'ya göç ile birlikte daha önceki Anadolu yapı gelenekleri ile karşılaşmış ve malzeme, teknoloji, tipoloji ve mekan bağlamında yeniliklerin, yeni sentezlerin yaşanmasına uygun bir ortam oluşmuştur. 

Büyük Selçuklu mimarisinde ki eyvanlı cami tipi Anadolu Selçuklularında terk ediliyor. 

Ne İslam ne de Anadolu yapı geleneğinde bulunmayan yüksek, silindirik minareler yeni bir mimari eleman olarak ortaya çıkıyor. Sadece cami tipolojisinde değil, medreselerde de görülüyor. 

Taş oymacılığı, mimari bezeme sanatı Anadolu'nun bu konudaki mirasının da desteği ile Selçuklu mimarisine katılıyor. Anadolu'da halihazırda taş ve ustaları zaten mevcuttu.  Büyük Selçuklu'da 2d bezeme diyeceğimiz boyama-çini türler görülürken Anadolu Selçuklu'da 3d denebilecek taş oymacılığı görülür.