ALGILAMA

Şubat 27, 2016


Algılama; duyu organları yardımıyla çevredeki objelerin, fark edilmesini, olayların açıklamasını içeren bir bilgi alma süreci sonunda ortaya çıkan psikolojik bir olgudur. Algı bir uyarıcı nedeniyle ortaya çıkar. Algılama insanın var oluşunun kültürel ve bireysel varlığına dayanmaktadır. 

Algılama, anlamlandırma sürecinin ilk aşamasıdır. Sonra yorumlama aşaması ve sonuç gelir. Bu iş tüm duyu organlarının birlikteliğiyle olur. Ses, görüntü, koku vb. bir bütün olarak sonucu oluşturur. 

Algının temel özellikleri:
* Algılama bireyden bireye değişen bir olgudur.
* Algılamada deneyim önemli bir rol oynar.
* Algılamada insan çevreden amaçlarına uygun bilgi almaktadır.
* Algılama davranışı yönlendirir, eylem için bir uyarıcıdır.

Kısaca algılama, belirli bir deneyim kazanmış, önceden bilgi birikimi olan bireyin sinir sisteminin ani tepkisi olarak düşünülebilir. Örneğin sokakta toynak sesi duysanız, büyük ihtimalle at geçtiğini algılarsınız. Akla zebra gelmez. Halbuki algı alışkanlıklarının değişmesi ve algı hafızasında küçük unutkanlıklarla zenginlik sağlanabilir.

ALGILAMA

Ayrıntıyı görebilme, fark etme; algıyı artırmak için, onu bütünleyen, tamamlayan etkinliktir. Görsel not alma, ayrıntıyı görebilmek için geliştirilmesi gereken bir beceridir. Fakat en yetenekliler için bile odaklanılacak ayrıntıyı seçebilmek bir algı keskinliği gerektirir. 

Görme Algısı

Görsel algılamada göz imgeyi tarar. Bu tarama aşamasında hareket ettiğinde değil, durduğu noktalarda algılar. Duraklamalar dikkat çeken bölgelerde olur.

İşitme Algısı

Sesleri bütün veya ayrıştırarak algılarız. Örneğin; müziği bütün, bir gürültü içindeki sesi ise ayrıştırarak algılarız.

Dokunma Algısı

Yüzey, doku, biçim vb. nin algılanmasını sağlar.

Tatma ve Koklama Algısı

Bu iki algı genellikle aynı disiplindedir.

Uzay  Algısı

Çevremizi bir boşluk içine yerleştirerek algılarız. Yön önemlidir. Uzaklık da bu algılama yardımıyladır. Görme, dokunma ve işitme algıları etkendir.

Zaman Algısı

Zamanı algılamanın yanında algılanacak imgeye maruz kalınan süre de algıyı değiştirir, hatta algılanmaz hale getirebilir. Örneğin dokunma algısında süre önemlidir. Dokunulan yüzeyde mesela el uzun süre hareketsiz kalırsa algı azalır, hareket gerekir veya kısa süreli bir dokunma yüzeyi algılatmayabilir.

BENZER İÇERİKLER

0 yorumlar