"Kur'an Mekke'de indi, Mısır'da okundu, Türkiye'de yazıldı."
Arap harfleri çevresinde oluşmuş güzel yazı yazma sanatıdır. Bu sanat Arap harflerinin 6. ve 10. yy arasında geçirdiği gelişme döneminden sonra ortaya çıkmıştır. Kur'an-ı Kerim'in bir araya toplanmasından sonra İslam dininin bilime verdiği önemin etkisi ile çok sayıda Katip yetişmiş, yazı da doğal olarak büyük aşamalar göstererek önemli bir sanat kolu olmuştur. Yazı başlı başına bir sanat olduğu gibi dekoratif sanatların zenginleşmesinde ve mimaride çok büyük rol oynamıştır. Gerek Selçuklu gerekse Osmanlı mimarisinden yazıyı çıkaracak olursak eserlerin pek fakir bir manzara göstereceğine şüphe yoktur. Yazın sanatının yanında tuğraları da gözden geçirmek lazımdır. Her Sultan'ın adına arma şeklinde Tuğra denilen bir kompozisyon oluşturulmuş, ferman ve önemli evrakların başına da Tuğra çekilmiştir.
Hat sanatında harflerin, yazının türüne göre biçimlendirilmesinde temel alınan birime nokta denir. Nokta yazının yazılacağı kalemle konur. Eni ile boyu aynı olur. Başka bir deyişle nokta, kenar boyu yazılacak yazının harf kalınlığına eşit bir karedir. Her yazı türünde tek tek her harfin baş, gövde, kuyruk gibi bölümlerinin uzunluğu; burun, kaş gibi kıvrımlı yerlerin açıklığı üst üste ve yan yana konan belli sayıda nokta ile saptanmıştır. Böylece her harfin genişliği, yüksekliği ve boyu; kalınlığı ile oranlanmış olur. Bu nedenle bir yazının daha iri ya da daha ufak boylu harflerle yazılması yalnızca harf kalınlığını değiştirir. Harflerin biçimlerini etkilemez.
Hat Sanatında Kullanılan Araç ve Gereçler
Kalem, kamış kalem, kargı kalem, tahta kalem, demir kalem, makta, mürekkep, hokka, kağıt kullanılır. Bu sanatı icra eden kişiye Hattat denir. Hattatlar usta- çırak ilişkisi ile yetiştirilir. Başlangıçta alıştırmalar Meşk adı verilen derslerle tek tek harflerin yazılışlarının öğretilmesi ile başlar. Harflerin birleşmesi ile sözcük ve cümlelerin yazılış tarzının öğrenilmesi ile devam eder. Kişi, ustasından aldığı eğitimin sonunda bir çeşit sınav kağıdı sayılan yazısını sunar. Hattat bu yazıyı beğenirse icazetname ver. İcazetname almış olan kişi henüz hattat sayılmaz, dolayısı ile yazdığı hiç bir yazının altına adını koyamaz. Ustalık, zaman ve sabır isteyerek elde edilir.
Hattat Grupları
Birinci grup oluşturanlar meşk hattatları, ikinci grubu oluşturanlar yazma kitapları kopya eden ya da ısmarlama yazan hattatlar, üçüncü grup ise öğrenci yetiştiren ve özgün eserler veren hattatlar.
Hat Çeşitleri
Kufi; metrik yazı şeklidir. İslam yazısının en eski örneğidir.
Sülüs; kufi yazıdaki düz ve köşeli şekiller yerini yuvarlak ve eğri çizgilere bırakmıştır. Büyük levhalar, kitabeler ve mezar taşları bu yazı ile yazılmıştır.
Nesih; divanlar, hadis kitapları, tefsirler bu yazı ile yazılır.
Muhakkak; sülüs yazıdaki harflerin yatay kısımlarının daha genişletilmesi ile ortaya çıkmıştır.
Rika; kıvrak bir yazı türüdür. İcazet yazısı da denir.
Tevki; sülüs yazının ufaltılmış türüdür. Resmi evrak yazısıdır.
Talik; bütün harflerin yuvarlanması ile ortaya çıkan yazı, çizgilerin musikisidir.
(Düzenlemelerle farklılık gösterebilecek konulardır.)
25.Yapı kavramını ve yapı yapma koşullarını açıklayınız.
Yapı: Karada ve suda daimi veya geçici, resmi veya özel yeraltı ve yerüstü inşaatı ile bunların ilave değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit veya hareketli tesislerdir.
Yapı yapma koşulları:
1. Kuruluş ve kişilerce, kendilerine ait tapusu bulunan arazi, arsa ya da parsellerde,
2. Kuruluş ve kişilerin kendilerine ait tapuları bulunmamakla beraber, kamu kurum ve kuruluşlarınca verilmiş tahsis ya da irtifak hakkı tesis belgeleri ile,
İmar planı, yönetmelik, alınacak ruhsat ve eklerine uygun olarak yapılabilir.
26.İmar mevzuatına aykırı yapı ve gecekondu tanımlarını yapıp arasındaki farkı açıklayınız.
İmar Mevzuatına Aykırı Yapı: Ruhsatsız yapılar, ruhsat ve eklerine, fen ve sağlık kurallarına, yapı düzenine, bina ve kat nizamına, taban alanına, yapı inşaat alanına, bahçe mesafelerine, imar yoluna, cephe hatlarına, bina derinliğine, bina yüksekliğine, imar planı arazi kullanım kararlarına aykırı olan; parsel sınırına veya imar planlarında yol, yeşil alan, otopark gibi kamu hizmet ve tesisleri için ayrılmış alanlara tecavüz eden, hisseli arsa ve arazilere, başkasının mülküne veya kesin inşaat yasağı olan yerlere inşa edilen yapılardır.
İmar mevzuatına aykırı yapılar:
1. İmar kanunu ve bu kanuna göre çıkartılan yönetmeliklere,
2. İmar mevzuatını oluşturan diğer kanunlar ve bunlara dayanılarak çıkartılan tüzük ve yönetmeliklere,
3. İmar planlarına,
4. Fen, sağlık ve çevre şartlarına uyulmadan yapılan yapılardır.
27.Bağımsız bölüm, piyes, balkon, ışıklık kavramlarını açıklayınız.
Bağımsız Bölüm: Binanın, ayrı ayrı ve başlı başına kullanılmaya uygun olup, Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre bağımsız mülkiyete konu olan bölümleridir (Örn: Apartmanlar da her kattaki daireler).
Piyes: Bağımsız bölüm içerisinde iç duvar veya bölme elemanları ile çerçevesi tanımlanmış ya da niş oluşturularak meydana getirilmiş, belirli bir işlev görerek kendi bağımsız bölümünün kullanım amacını tamamlayan iç mekandır (Örn: mutfak, banyo, odalar).
Balkon: Tabii zeminden veya tesviye edilmiş zeminden en fazla (1.00) m. yüksekliğe kadar tertiplenen kat hariç olmak üzere, tüm katlarda, çıkma hattı içinde kalmak kaydıyla cephe hattı dışında ve/veya içinde açık çıkma ve/veya gömme niteliğinde, bağlı oldukları bağımsız bölüm ya da ortak alandan bölme elemanları ile ayrılmış ve bu yönetmelikte belirtilen koşullar çerçevesinde tertiplenmiş, teras tanımı dışındaki açık kullanım alanıdır. Açık çıkma olarak yapılan balkonlarda, bağımsız bölümleri ayıran bölme elemanları ve parapet duvarı dışında herhangi bir yapı elemanı kullanılamaz.
Işıklık (Aydınlık): Binalarda merdiven kovalarının veya mutfak, oda, banyo, hela gibi piyeslerin aydınlatılmalarını ve havalandırılmalarını sağlayan, üstü açık ya da fenerle kapatılmış, ebatları ve koşulları bu yönetmelikte belirtilen ve faydalanıldığı tüm katlara ulaşan boşluktur.
Sanat, birey ve toplumların duygu, düşünce, örf, adet inanış ve tasavvurlarını çeşitli malzeme, araç, teknik ve yöntemleri kullanarak gören ve işitenlerde hayranlık uyandıracak bir ahenk ortaya koymasıdır.
Bir eserin sanat eseri olabilmesi için eserin, insan tabiatındaki potansiyel güzeli fark ettirmesi, güzellikten haz duyma yetisini ortaya çıkartıp harekete geçirmesi gerekir.
Sanatın Çeşitleri
Başlıca 2;
Fonetik sanatlar: İşitsel sanatlar.
Plastik sanatlar: Görsel sanatlar.
Fonetik sanatlar: İşitsel sanatlar.
Plastik sanatlar: Görsel sanatlar.
Biraz daha detaylı;
Düzlem sanatları: 2 boyutlu sanatlardır. Resim grafik gibi.
Hacim sanatları: Üç boyutlu sanatlardır. Heykel gibi.
Mekan sanatları: Mimari gibi.
Düzlem sanatları: 2 boyutlu sanatlardır. Resim grafik gibi.
Hacim sanatları: Üç boyutlu sanatlardır. Heykel gibi.
Mekan sanatları: Mimari gibi.
Dil sanatları: Şiir gibi.
Söz sanatları: Müzik gibi
Eylem sanatları: Sinema ve tiyatro gibi.
Hareket sanatları: Dans gibi.
Söz sanatları: Müzik gibi
Eylem sanatları: Sinema ve tiyatro gibi.
Hareket sanatları: Dans gibi.
Sanatın Konusu
Her şeydir...